DEİK Başkanı Nail Olpak ve DEİK Türkiye Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ'ın açıklamalarına göre, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında 327 milyar dolarlık devasa bir ticaret hacmi bulunuyor. Bu, iki taraf için de oldukça dengeli ve istikrarlı bir ilişkiyi gösteriyor. Ancak, vize sorunu gibi klasik sorunlar ve yüksek seviyeli ekonomik diyalog toplantılarının askıya alınması gibi konular, ilişkilerin önündeki engeller olarak öne çıkıyor. DEİK, 153 iş konseyiyle faaliyet gösteriyor ve yeni iş konseyleri de devreye alarak dış ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. ABD'deki yönetim değişikliğinin küresel ticaret üzerindeki etkilerinin analiz edilmesinin zorluğuna da değinildi. Rusya'daki son gelişmelerin ve Avrupa'nın kendi içindeki stratejik kararlarının, Türkiye-AB ilişkilerine olası etkileri de dikkatlice takip ediliyor. Suriye ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerde ise daha olumlu bir gidişatın izlendiği belirtiliyor.

Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Dönem

Olpak, Avrupa Birliği ile olan ticaret hacminin büyüklüğüne rağmen, bazı sorunların hala devam ettiğini ve bunların çözümü için çalışıldığını vurguladı. Son iki yıldır Avrupa Birliği'nin diplomatik bir yaklaşım sergilediğini ancak yüksek seviyeli ekonomik diyalog toplantılarının askıda olduğunu belirtti. Yalçındağ ise iş dünyasının, siyasi çekişmelerin dışında kalarak, iki taraf arasındaki ticareti geliştirmek için köprü görevi gördüğünü söyledi. Kişisel ilişkilerin önemine dikkat çeken Yalçındağ, liderler arasındaki iletişimin sorunların çözümünde büyük rol oynadığını belirtti. İtalya'da yapılan iş dünyası toplantısının başarısından bahseden Yalçındağ, bu tür toplantıların diğer Avrupa ülkeleriyle de sıkça düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. 40 milyar dolarlık bir ticaret hedefi koyduklarını ve bu hedefe ulaşmak için çalıştıklarını belirtti.

ABD'nin Etkisi ve Avrupa'nın Yeni Rolü

Yalçındağ, ABD Başkanı Trump'ın Avrupa'yı etkileyen politikalarının yarattığı belirsizliğe dikkat çekerek, Avrupa'nın yeniden konumlanmasının önemine vurgu yaptı. ABD'nin küresel ekonomideki etkisinin büyük olduğunu ancak Avrupa'nın da 20 trilyon dolarlık ticaret hacmi ve 600 milyonluk nüfusu ile güçlü bir aktör olduğunu belirtti. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ndeki yerini yeniden tanımlamasının ve bu konuda aktif rol almanın gerekliliğinin altını çizdi. Türkiye ve AB'nin birlikte daha büyük bir güç oluşturabileceklerini ve bu potansiyeli değerlendirmeleri gerektiğini dile getirdi. Bu işbirliğinin iki taraf için de büyük kazanımlar sağlayacağını düşündüklerini belirtti.

Vize Sorunu ve Diğer Engeller

Avrupa Birliği ile olan ticaret ilişkilerinde, vize sorunu gibi klasik sorunlar hala çözüm bekliyor. DEİK, bu ve benzeri engellerin ortadan kaldırılması için aktif olarak çalışıyor. İhracat ve ithalat süreçlerinin kolaylaştırılması, iş dünyası temsilcilerinin sürekli olarak gündeme getirdiği önemli bir konu. Hem Türkiye hem de AB tarafının karşılıklı işbirliği ve diyalog ile bu sorunların üstesinden gelebileceğine inanılıyor. Bu durum, iki tarafın da ekonomik kalkınması için kritik önem taşıyor.